Ne istediğimizi bilmemiz normal değildir. Çok ender ve zor bir psikolojik başarıdır bu. A. Maslow
Hayat bir alem :) Yazılar
Projelerin geliştirme aşamasında sıklıkla console.log deyimini kullanıp, sonucu izleyerek çalışmamızı sürdürürüz. Hataları daha çabuk farketmek ve kademe kademe ilerlemek için oldukça elverişli bir yöntem.
Bunun yanında console.info, console.warn, console.error, console.clear gibi metodlarından da faydalanırız. Hata yakalarken, aradığımızı daha kolay görelim diye ya da sırf renkli bir görüntü oluşması için :)
Ve projenin sonunda bu logları tek tek arayıp yoruma alırız. Herkes böyle yapmıyordur muhakkak ama yapanlarınız var, biliyorum, ben de sizden biriydim çünkü :)
Temelde iki sebeple yaparız bunu:
- Javascritp console desteği olmayan tarayıcılarda javascript hatası almamak için
- Son kullanıcı bu logları görmesin diye
İlki daha önemli olmakla beraber, ikisi de makul sebepler.
Hayatınızın ne kadarı size ait, ne kadarını sevdiklerinize ayırdınız? Hayatınızdaki insanları düşünün.. ailenizi, arkadaşlarınızı, hayranlık duyduğunuz kimseleri düşünün. Hangisi için hayatınızın neredeyse her gününü çalışarak geçirirdiniz, dünyevi zevklere azıcık bile vakit ayırmadan, tek başınıza yaşardınız ve gelirinizin tamamına yakınını on(lar)a gönderirdiniz? Ya da, daha doğrusu, bu saydıklarımdan herhangi biri için yapabilir miydiniz bunu?
Ben cevap vermekte zorlanıyorum. Başa gelen çekilir demek geliyor içimden ama o kadar kolay olmadığını düşünüyorum.
Öncelikle tüm beklentileri karşılayamayacağının farkına varmak gerekiyor.
Sonra aşağıdaki adımlar uygulanabilir:
Kimlere karşı sorumluluk sahibi olduğunu belirle
Burada sorumluluk sadece iş olarak algılanmamalı. Aşağıdaki liste, yol gösterebilir fakat öncelik sıralaması kişiden kişiye değişecektir:
- İşim
- Freelance işlerim
- Ailem
- Ev arkadaşlarım
- Kendim
Bu sıralamayı, aciliyeti olan işleri belirlemede uygun buluyorum fakat herkesin kendine göre değiştirmesi gerektiğini düşünüyorum. Bu noktada ikinci adımda yapmamız gereken şey ortaya çıkıyor: sorumlulukları belirlemek.
Modern tarayıcılara göre CSS kodu yazıp IE8 gibi arayıcılarda gerekli düzenlemeleri yapma yaklaşımını benimsediğimden beri…
Karmaşıklıkta sadeliği bulun. Uyuşmazlıkta ahengi bulun. Her zorluğun ortasında bir fırsat yatar. Albert Einstein
Bitti! Belki de yeni başladı.. Kafka’nın, detaylarını tam olarak kavrayamadığım “Dönüşüm”ünü okumayı az önce bitirdim…
Yazmaya Nereden Başlamalıyım
Yazmaya başlamadan önce ne yaptığımızı ve ne amaçla yaptığımızı bilmek gerekir. Yazmak nedir? Ne için yazıyoruz (ki bu son derece kişisel bir sorudur ve cevabı da kişiye mahsustur)? Ancak bu soruların cevabı bilinmediği müddetçe “nasıl yazarım?” sorusunun cevabı aranmalıdır.
Şu çok iyi bilinir ki yazmak insan doğasına paralel bir eylemdir. Her ne kadar insan evrenin yaratıcısı olmasa da kurmaca dünyanın yaratıcısı olarak son derece içgüdüsel bir duyguyu beslemektedir. Yazmak bir anlamda yaratmak ve yaradanı taklit etmektir. Bu anlamda manevi bir eylemdir.
Günümüzde yazı bir terapi metodu olarak da kullanımaktadır. Yazan kişilerin psikolojik anlamda son derece rahatladıklarını gösteren araştırmalar ve bilimsel bulgular mevcuttur. Ayrıca yazmak yazarak düşünmeyi de beraberinde getirdiğinden yazar olmanın zihinsel kapasitenin gelişimi açısından da faydalı olduğu daha önce bir çok çalışma ile gösterilmiştir.
Bunun dışında bazı kimseler de gündelik yaşantılarının notlarını tutmak için yazar. Örneğin gördüğü güzel bir kadını kelimelerle kaydeden veya başından geçen heyecanlı bir olayı yazarak kaydeden kişiler de mevcuttur.
Nasıl Yazmalı?
Yazarlığı hem zor hem de zevkli kılan unsur yazarın uzun süre kişiler, kavramlar ve olaylar üzerine düşünmesidir. Daha da zor olanı ise bir kurmaca eser çerçevesinde kavram, karakter ve olayları birbirine bağlamak ve uzun soluklu bir süreçte ilerletmek; ilerletirken de okuyucuya kyif ve heyecan vermektir. Özetle ve çok kabaca iyi yazmanın üç altın kuralından bahsedebiliriz: