Bir başka kısa film; Curfew…
Bu filmi daha önce izlemiştim. Sadece posterini görmem aynı hisleri anımsamama yetti; çünkü oldukça etkileyici bir konusu ve kurgusu var.
Hayatlarımızı bizim nazarımızda anlamlı kılan, bir hayat amacımızın olmasıdır. Eğer bir hayat amacımız yoksa, ürkütücü bir boşluk içine düşebiliriz. Ürkütücü diyorum, çünkü insanı ölüme bile götürebilecek bir boşluktan bahsediyorum.
Bu günlerde Dr. Alper Hasanoğlu‘nun, Bir Terapistin Arka Bahçesi isimli kitabını okuyorum. Başlayalı çok olmadı ama geldiğim bölümde, can sıkıntısından bahsediyor ve iki türü olduğunu söylüyor, ‘sıradan can sıkıntısı’ ve ‘varoluşsal can sıkıntısı’.
Sıradan can sıkıntısı gündelik ve geçicidir. Varoluşsal can sıkıntısı ise insanı yaşamdan yılgınlığa ve handiyse bir bulantıya kadar götürür.
Dr. Alper Hasanoğlu, Bir Terapistin Arka Bahçesi, Remzi Kitabevi, 8. Basım, S.32
Bu filmdeki can sıkıntısı, varoluşsal can sıkıntısına ve onun çözümü için yapılabilecek belki de en doğru şeye güzel bir örnek. İzlemenizi şiddetle tavsiye ederim.