Okumayı ve yazmayı çok seven biri olarak, hem az okuyan, hem de az yazan biriyim. Ne talihsiz bir öz eleştiri.
Ben de tüm ayda, yılda bir kitap okuyanlar gibi, okuduklarımla alakalı bir konuşma geçtiğinde, pek çok alıntı yapan ve tespit ettiğim hadiseleri anlatmaktan keyif alan biriyim. Ve yine onlar gibi, kitap okuma alışkanlığını, çocukken edinmem gerektiğini düşünüp, hayıflanıyorum.
Sözü uzatmadan, asıl konuya geleyim :)
Elmas’ın (kız kardeşim) hazırlayıp Giresun’dan bana gönderdiği içi kitap dolu kolide, okunmayı bekleyen bir sürü kitap var; Işığımın hediye ettiği, yine o hediye etmeden ondan aldığım kitaplar, Özgür’ün ve Bülent’in hediye ettiği kitaplar, Ömer’in (erkek kardeşim) kendi için aldığı ve Elmas’ın benim sandığı kitaplar, İngilizce başlangıç seviyesi kitaplar, vb. Geçtiğimiz aylarda, Işığımla bir gün D&R’a gittik ve beğendiğim halde kitap almama müsaade etmedi. Biraz zorlasam izin verirdi belki ama şu sorusu bana başka kitap almamak için geçerli bir sebep gibi göründü:
Neden önce elindeki kitapları okumuyorsun?
Ne diyebilirim ki, fena.
Bugün biraz erken kalktık; Özgür’ün iş yeri uzak olduğu için saati biraz erkene kurmuştuk. Uyandıktan sonra bana epey vakit kaldı bu nedenle. Ben de bir süredir niyetli olduğum şeyi yaptım ve koliyi biraz karıştırdım; gerçekten ne çok kitap var, sırada bekleyen; hepsini de çok merak ediyorum. Ama seçim yapmak zor olmadı; Işığımdan okumak için aldığım bir kitabı seçtim, ilk olarak: Yekta Kopan‘ın Kediler Güzel Uyanır isimli öykü kitabı.
Bu seçimi yapmak, neden mi kolaydı?
- Kitap ince :D
- Yekta Kopan‘ı ailecek seviyoruz ve beğenerek takip ediyoruz :)
Sırası gelmişken, Yekta Kopan‘ın hayatına dair pek çok şey öğrenebileceğiniz güzel bir çalışma var, buraya tıklayarak inceleyebilirsiniz.
Bu kitap, okuduğum ilk kitap değil ama İstanbul’da okuduğum ilk kitap olacak inşallah :)